TÜRK LİONSU 18 AĞUSTOSTA KAZ DAĞLARINDA BULUŞUYOR

Yüreği yeni nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için çarpan değerli Lionlar ve sevgili Leolar;
Hepinizin bildiği gibi Kanadalı bir altın şirketinin Çanakkale'ye 30 km uzakta, Kazdağlarının eteklerinde Kirazlı Köyü ormanlarında altın arama faaliyetleri neredeyse 10 yıldır süren tüm hukuki girişimlere rağmen bugünlerde yaklaşık 200 bin ağacın kesilmesiyle birlikte fiilen başlamıştır. Bölgede ağaç kesimi artarak devam edecek ve 2020 yılından itibaren siyanürlü ayrıştırma işleminin de başlamasıyla bölgedeki su kaynaklarını da zehirleyerek tüm yaşamı tehdit edecektir. Hukuki tüm girişimler devam etmekle birlikte artık mücadelemiz bölgede bir tek ağacın daha kesilmemesi adına direnişe dönmüştür. Bununla birlikte mücadelemizi bir adım öteye taşımak adına tüm Lion ve Leo dostlarımızı 18 Ağustos 2019 Pazar sabahı sarı yeleklerimizle bölgede gerçekleştireceğimiz ve tüm dünyadaki dostlarımıza sesleneceğimiz, destek çağrısı yapacağımız ; aynı zamanda Fazıl Say'ın Kaz Dağlarında vereceği Orman Konserine de eşlik edeceğimiz etkinliğe davet ediyoruz. Hep birlikte çok daha güçlü olduğumuzu biz zaten biliyoruz. Bunu tüm ülkeye ve dünyaya göstermenin şimdi tam zamanı... Çünkü #KAZDAĞLARIHEPİMİZİN 
#md118 
#lionsturkiye 
#md118leo 
#weserve 
#proud


KAZ DAĞLARI HEPİMİZİN

Bin Pınarlı İda…

Homeros İlyada Destanı’nda Troia kentinin kuruluşu ve yıkılışında İda Dağı’ndan bahseder. Zengin kaynaklara sahip, vahşi hayvanların anası, sık ormanlı, bin pınarlı İda olarak geçer. Efsaneye göre Truva atının yapıldığı ağaç bu topraklarda iki ayrı kıtanın göknarlarının evliliğinden doğmuştur. Bu göknar bize rağmen hala Kazdağı’nda tüm güzelliği ile yaşamaktadır.

5000 yıl önce Troia, Assos, Antandros kentlerinin bu zengin topraklarda kurulması tesadüfi değildir
Kazdağı dünyanın bitki genetiği açısından en önemli bölgelerindendir. Kızılçam ormanları, maki topluluğu, karaçam ormanları, kızılağaç, dışbudak, kızılcık, doğu kayını, ıhlamur, fındık, kestane, gürgen ve meşe topluluklarının bir arada bulunduğu büyük bir yaşam kaynağıdır. Bulunduğu coğrafya için büyük bir su kaynağıdır. Kazdağı, zengin biyolojik çeşitliliği nedeniyle uluslararası değerlendirme ölçütlerine göre, ‘’Önemli Bitki Alanı’’ ve ‘Önemli Doğa Alanı’’ olarak kabul edilmiştir.

Bugüne kadar Kazdağı'nda 800 bitki taksonu tespit edildi. Ancak bu sayının 1000 civarında olduğu tahmin ediliyor. Ama bundan daha önemlisi, başta Kazdağı Göknarı olmak üzere 32 adet bitki türü endemiktir (yalnızca Kazdağı'nda yetişen). Bunun yanında Türkiye'nin endemik türü olan ve Kaz Dağları'nda yetişen 40 adet, endemik olmayan, ancak Türkiye'de sadece Kaz Dağları'nda yetişen 15 adet tür biliniyor.

 İşte böylesine zengin bir coğrafyaya sahip olduğumuz için Çanakkale, Balıkesir ve tüm bölge ve hatta ülke olarak çok şanslıyız.  Dünya üzerinde birçok ülkenin sahip olamadığı, sahip olanların ise gözünden bile sakındığı bir zenginlik..
Kirazlı köyü de bu geniş ve muhteşem coğrafya içerisinde florasıyla, faunasıyla, su kaynaklarıyla Çanakkaleye nefes aldıran, can veren Kazdağlarının eteklerinde bir lokasyon.

Çanakkaleye kuş uçumu 15-20 km uzakta. 
İstanbuldan Edremit Havalimanına uçan uçakların hemen üzerinden geçtiği, İstanbuldan Çanakkaleye uçan uçakların da sol tarafından görünen yemyeşil orman manzarası... 
Kazdağlarındaki ve dolayısıyla Kirazlı Köyü civarındaki doğal yaşamı, yaban hayatını, çeşit çeşit ağaçların rüzgarla yaptığı dansı, bu dansa şahitlik ve eşlik eden karacasından sincabına, kirpisinden tavşanına, kekliğine, şahinine, kurduna, kuşuna tüm hayvanlarının ahenkle ve dostça birlikte yaşayışını anlatmaya sayfalar yetmez.
Bugün maalesef Kazdağları, üzerinde barındırdığı tüm canlarla ve cana can katan su kaynaklarıyla birlikte yaralı... Canı yanıyor, ağlıyor, haykırıyor... 

Neden? Bir avuç altın için... 
Kanadalı bir şirketin neredeyse 10 yıl önce hazırlıklarına başladığı, teknik raporlarını hazırladığı ve fizibilite çalışmalarını yaptığı Altın arama ve üretim işleri tüm karşı çıkmalara, hukuki başvurulara rağmen bugünlerde fiilen başlamış durumda. Daha siyanürle altını topraktan ayrıştırma aşamasına geçilmemiş olmasına rağmen sadece ilk etapta bölgede yaklaşık 200 bin ağacın kesilmiş olması bile bu doğa katliamının ileriki süreçte ne kadar tehlikeli sonuçlar vereceğini gösteriyor. 

Bölge Çanakkale ilinin su ihtiyacını karşılayan tek tesis olan Atikhisar Barajını da besleyen su havzasının tam üzerinde yer alıyor. Siyanür havuzları ile altın ayrıştırma işlemleri sırasında olası bir sızıntının bölgedeki (Çanakkalede yaşayan insanlar dahil) tüm yaşamı tehdit edeceği aşikar. Kaldı ki aynı Kanadalı şirketin bölgede Kirazlı haricinde iki lokasyonda daha ruhsat aldığı ve bu üç alanda toplam 3500 hektar alanda altın arama faaliyeti yapacağı biliniyor. Yanlış duymadınız... 3500 hektar... Başka bir deyişle 35 milyon metrekare. Bölgede birçok noktada ağaçlar çok sık ve metrekareye birkaç ağaç düşebiliyor. Bırakın metrekareye birkaç ağacı her 3-4 metrekarede 1 ağaç bile olsa bu 10 milyon ağaç eder. Yani şu anda  200 bin ağacın kesildiği alanın 50 katı büy&u